Özel Arama


   
 
  İYİ HABER
...Acar muhaabirden inciler...
Dünyanın en büyük camisi
dost... tarih 24.04.2008, 23:01 (UTC)
 Dünyanın en büyük camisi


Pakistan'ın Başkenti İslamabad'da bulunan Şah Faysal Camisi dünyanın en büyük camisi olarak rekorlar kitabına girdi. Rekorlar kitabına giren dünyanın en büyük ve en değişik camisinin mimarı bir Türkiyeli.

Pakistan’ın İslamabat şehrindeki, dünyanın yüz ölçüm olarak en büyük camisi olarak kabul edilen cami. Şah Faysal Camisi yapımına 1976'da başlanıp, 1986'da ibadete açıldı. Kocatepe Camisi'nin de mimarlarından olan Mimar Vedat Dalokay tarafından dizayn edilen ve mimari yapısı, dizaynı ve görünümü ile bildiğimiz camilerden çok daha farklı bir yapıya sahip olan bu caminin 'en büyük' özelliği ise Guiness Rekorlar kitabına girmiş olması.

Vedat Dalokay'ın tasarımı 17 ülkeden 43 tasarım arasından seçildi. Bünyesinde Uluslararası İslam Üniversitesi'ni de barındırır. Caminin yapımını Suudi Arabistan hükümeti finanse etti.

Kocatepe Camisi yuvarlak hatları ve kubbeleriyle tamamen 16. yüzyıl Osmanlı mimarisini yansıtır. Faysal Camisi ise aşırı köşeli hatları ve sadeliği ile daha modern bir tasarımdır.

700 BİN KİŞİLİK KAPASİTE

Şah Faysal Camisi Guinness Rekorlar kitabına girebilmiş Dünya’nın en büyük camisidir. Yapımı 10 yılda tamamlanan caminin alanı 5 bin metrekare, 700 bin kişinin ibadet edebileceği alan var.

Geleneksel camilerin aksine görünümü çok farklı. Arap çadırları şeklinde, çok geniş ibadet yeri var ve 4 minareye sahip.
Caminin iç bölgesindeki duvarlarda Pakistan'ın ünlü sanatçısı Gül Jee'ye ait mozaikler ve kalografiler bulunmakta.

 

Sinire sitrese hurma...
dost... tarih 24.04.2008, 22:59 (UTC)
 Sinire strese hurma

Hurmanın kansere ve kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya sinir sisteminin en büyük yardımcısı B6 vitamini açısından zengin bir kaynak olduğunu? İşte Hac dönemi sonrası şu günlerde bir çok evde ikram edilen hurmanın bilinmeyen yönleri…

Hurma için kimisi “Peygamber çikolatası” kimisi “Medine baklavası” der. Hac veya umre dönüşü yolunuzu gözleyen dostlarınıza sunabileceğiniz en makbul ikramdır hurma.

Hurma ağacı yaprağını hiç dökmeyen ve bazı özellikleri ile de insana çok benzeyen bir ağaçtır. Sıcak iklimlerde yetişir. Sekiz bin seneden beri varlığı bilinen hurmanın yetişmesi için iki unsur çok önemlidir. Biri su diğeri ise güneştir. Bu ikisinden biri yeterli derecede olmazsa hurma yetişmez. Hurma ağacının gövdesi geniş, silindirimsi ve uzundur. Bu iri yapı, sıcak ortamda hayatını devam ettirebilmesi için devamlı su istemektedir.

Hurma meyve olarak çok yararlı bir gıdadır. Onda insan bünyesi için gerekli her şey vardır. Yağ, protein, vitamin, mineraller vs. Sizin ancak birçok şeyi yiyerek alabileceğiniz bu ihtiyaçları hurma tek başına karşılar. Bundan dolayı bir insan yalnızca hurma yiyerek yaşamını devam ettirebilir. Hz. Peygamberimizin zamanında insanlar bazen uzun zaman yiyecek bir şey bulamazlardı. Sadece hurma yerlerdi, su içerlerdi. Ama hasta olmazlardı. Hz. Peygamberin arkadaşları, eşi Hz. Ayşe’ye: “Zamanında evinizde ne yer-içerdiniz?” diye sorduklarında, O da şöyle dedi: “Evimizde bazen iki üç ay geçerdi de ateş yanmazdı.” “Peki ne yerdiniz?” “Hurma ve su”. İşte canlı örneği; sadece hurma yemekle Hz. Peygamber’in evinde aylarca hayat devam ettiriliyor. Peygamberimiz bir defasında hurmanın doyuruculuk ve kifayet ediciliğini açıklamak için Hz. Ayşe’ye “Ey Ayşe, evinde hurma olmayanlar açtırlar” buyurmuştur ve bu sözü iki veya üç defa tekrarlamıştır.

Son zamanlarda hurma, bilim adamları tarafından da incelenmeye başlanmış ve ondaki özellikler keşfedilmeye çalışılmıştır. Bulunan sonuçlar gerçekten ilginçtir. Hurma sadece gıda değil aynı zamanda bir ilaçtır. Mineraller açısından oldukça zengin bir meyvedir. Şeker açısından da zengindir. Bu özelliğiyle enerji verir. Meyve şekeri içerdiği için, sanılanın aksine şişmanlatmaz. Yoğun tempo yüzünden kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız bol bol taze hurma yiyin. Hurmanın besin değeri anlatılmakla bitmeyecek kadar çok ve araştırmacıları meşgul edecek kadar derindir. Gıda olmasının yanında, aynı zamanda da ilaçtır. Kanserden kansızlığa, mide ve bağırsak rahatsızlıklarından beyin ve beden zafiyetine kadar birçok hastalığın şifasıdır hurma…

Düzenli yenilmesi halinde kalp ve damar hastalıkları riskini azaltan hurmanın, içindeki yararlı maddelerin daha çok kabuklarında bulunduğu söyleniyor. Hurma ayrıca, bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar. Kansere karşı koruyucudur. Boğaz hastalıkları için faydalıdır. Boğaz ağrısını keser. Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderir. Kemik hastalıklarında tesiri ciddi bir seviyededir. Hurma aç karna yenmelidir ki kendisinden beklenen fayda tahakkuk etsin. Mineraller açısından oldukça zengindir. İçeriğinde kalsiyum, potasyum, demir, B vitamini ve A vitamini bulunmaktadır.

Günümüzün en önemli rahatsızlığı stres ve gerginliğin de baş düşmanıdır hurma. Stresli ve gergin olanlara sabah, öğle ve akşam olmak üzere üçer-beşer adet hurma yemesi tıp çevrelerince tavsiye edilmektedir. Uzmanların yaptığı araştırmalar, sonucunda sinirleri güçlendiren B6 vitamini ve magnezyum mineralinin hurmada yüksek miktarda bulunduğu ortaya çıkmıştır. Sinir vitamini olarak adlandırılan B6 ile kasların çalışmasında önemli rol oynayan ve bu sebeple kalp krizini önleyici tesiri olduğu bilinen magnezyum hurmada bol miktarda mevcuttur. Hurmanın çok tüketildiği ülkelerde kansere tutulma oranı çok azdır. Hemen hemen yok gibidir. Hurmanın gıda değeri çok yüksektir. Bu sebeple bedenen ve zihnen ağır çalışanlara, bedeni ve zihni çalışmadan yorgun düşenlere, hastalıktan bitap düşmüş olanlara çok faydalıdır. Hurma hem enerji verir hem de kasların ve sinirlerin gelişmesini sağlar. Kısacası hurma mucizevi bir meyvedir ve tıpkı tadı gibi özel bir ikramdır.


 

Ölmeden Tabuta Giriyorlar...
dost... tarih 24.04.2008, 22:57 (UTC)
 Ölmeden tabuta Giriyorlar

Güney Kore’de son günlerde yeniden doğuş cenaze törenleri büyük ilgi görüyor. Ölmeden yapılan bu cenaze törenleri Peygamber Efendimiz’in “Ölmeden önce ölünüz!” hadis-i şerifini hatırlatıyor.

İnsan, kendisinin âciz ve zelil, dünyanın aldatıcı ve fâni; âhiretin ise çok yakın olduğunu, tam olarak, ancak ölünce anlar. “Ölmeden önce ölünüz! hadisi ile ölmeden önce uyanmamız, hayatımıza çeki düzen vermemiz ihtar edilir.
Güney Kore’de şu sıralar, depresyonla savaşan ya da hayatlarından sıkılıp yeni bir hayata başlamak isteyenler için düzenlenen “Yeniden doğuş” cenaze törenleri İslâm’ın sık sık vurguladığı “ölümün ne kadar büyük bir hatırlatıcı” olduğunu tekrar düşündürüyor…
Daha iyi bir gelecek isteyen Koreliler, Korea Life Consulting isimli şirkete giderek kendilerine “sahte” cenaze töreni düzenliyorlar. Yeniden doğmak isteyen kişi önce gelecekle ilgili dileklerini dile getiriyor.
Yakınlarına yazdığı vasiyetnameyi yüksek sesle okuyor. Ardından da tabutun içine giriyor. Töreni düzenleyen kişi çınlayan sesiyle ayini gerçekleştiriyor ve ardından tabut kapatılıyor. Bu sırada “ölen” kişi için ağıtlar yakılmaya başlıyor. 15 dakika sonra tabut yeniden açılıyor ve insan yeniden doğuş ritüelini yerine getirmiş oluyor.
“Yeniden Doğuş” cenaze törenlerine katılan birçok kişi hayatlarında ve işlerinde daha başarılı olduğunu iddia ediyorlar. Öte yandan dünyanın geçici olduğunu düşünmek insanı dünyaya tutkuyla bağlanmaktan alıkoyar. Pek çok insanı dünyada üzüntü ve sıkıntıya düşürecek konular kişiye önemsiz gelmeye başlar. İnsan birçok konuda aslında ne kadar gereksiz endişelendiğini anlar, korkuları ortadan kalkar. Gelecek korkusu, hastalık korkusu, mal kaybetme korkusu, hepsi önemini kaybeder. Ölümü düşünmek dünya hayatında da insana özgür ve rahat bir hayat verir. Eğer insan bu yerin geçici bir misafirhane, ölümü ise asıl yurda götürecek bir yolculuk olarak düşünürse yaşanılan her an çok kıymetli olur.
Güney Kore’liler bunları düşünür mü bilemeyiz ama “Yeniden Doğuş” törenleri bizlere tekrar her anımızın kıymetli olduğunu düşündürdü….



 

Kahretsin yine engellediler!!!
Muhabir byberk tarih 12.04.2008, 23:49 (UTC)
 gazetemiz acar muhabiri byberk ten edinilen bilgiye göre;

laik türk mucit ve prof'larının inanılmaz başarısı yine birilerince engellendi...
bütün teknik aksaamı tamamlanan ve prof-larımızın gözbebeğimiz deyiverdikleri, Türkiye-ye çağ atlattıracak kadar da öneme haaiz inanılmaz buluş (yok yok bi uzay füzesi) tam ateşlendi ki...
o da ne... aman Allahım ''pardon tanrım'' salına salına semaalarımızda yükselişe geçen asil laiktürk buluşu kara birşeye takılıverdi!!

ŞoK ŞoK ŞoK sevgili dinleyiciler pardon değerli izleyiciler... bu FLaŞŞ haberi acar muhbiriniz pardon muhaabiriniz bybenden ööreniosunuz... türk tv lerinde,gastelerinde ve bilumum radyolarında ahan daa açıklıyorum..
inanılmaz mücaadelem sonucu bu engellemenin kaynağını buldum.aha da söölüyom:

tam uzaya fırlayan bu füzemizin takıldığı şey bir türk kızının giydiği baş-örtüsüymüş sevgili seyirciler... bunlar hep bööle dirler, hep gericidirler zaaten...
sen tut bu büyük buluşumuzu engelle. olurmu böyle yaa. zaten bu başörtülüler olmasa biz ilerici ve hemi de laaik arıtılmış asil kanlı bu millet uzaya çıkardık uzaya yaaa...!!!
 

<- Geri  1  2 

Devam->

senolberk adlı kişiyi Twitter'da takip etşu fâni âlemde şerefsizce yaşayanlara... Âdiliğinize boncuk takın ki NaZaR değmesin...
 
www.senolberk.tr.gg
FACEBOOK Şenol BERK
 
güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır...BEDİÜZZAMAN
 

ISTANBUL

şenol berk
 
TAMAMEN KİŞİSEL...online








 
Bugün 2 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!

ANASAYFA   KUR'AN-KERİM   RİSALE-İNUR   FIKIH   İYİHABER   BİLİYORMUSUN   YAZARLAR   MAKALE   İLAHİ   MÜZİK   VİDEO   FİLMİZLE   SOHBETDİNLE   GALERİ   RD-TV   LİNKLER   FORUM   ZİYARETCİDEFTERİ

Özel Arama

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol