Akıl ve baliğ olan yani erginlik çağına gelen her müslümanın hergün beş vakit namaz kılması farzdır. Bir namazın vakti gelince, bu namazı kılmaya başladığı vakit, kılması farz olur. Kılmadı ise, vaktin sonunda, yanî vaktin çıkmasına, abdest alıp namaza başlayacak kadar zaman kalınca, kılması farz olur.
Özrü yok iken kılmadan vakit çıkarsa, büyük günâh olur. Özrü olanın da, olmıyanın da, kazâ etmeleri farz olur. Yeni müslüman olana önce namazın şartlarını öğrenmek farz olur. Öğrendikten sonra, kılması da farz olur.
Beş vakit namaz, kırk rek'at eder. Bunlardan onyedi rek’ati farzdır. Üç rek’ati vâciptir. Yirmi rek’ati sünnettir. Şöyle ki:
Sabah namazı Dört rek'attir. Önce, iki rek'at sünneti, sonra iki rek'at de farzı kılınır. Bu sünnet, çok kuvvetlidir. Vâcip diyenler de vardır.
Öğle namazı On rek'attir. Önce, dört rek'at ilk sünneti, sonra dört rek'at farzı, farzdan sonra da iki rek’at son sünneti kılınır.
İkindi namazı Sekiz rek'attir. Önce, dört rek'at sünneti, sonra dört rek'at farzı kılınır.
Akşam namazı Beş rek'attir. Önce üç rek'at farzı, sonra iki rek'at sünneti kılınır.
Yatsı namazı Onüç rek'attir. Önce, dört rek'at sünnet, sonra dört rek'at farz, sonra iki rek'at son sünnet, bundan sonra üç rek'at, Vitir namazı kılınır.
İkindi ve yatsının ilk sünnetleri, “Gayr-i müekkede”dir. Bunların ikinci rek'atlerinde otururken, Ettehiyyâtü... den sonra, Allahümme salli alâ... sonra... Bârik alâ... sonuna kadar okunur. Ayağa kalkınca, üçüncü rek’atte, önce Besmele çekmeden, Sübhâneke... okunur, hâlbuki, öğle namazının ilk sünneti “Müekked”dir. Yanî, kuvvetle emrolunmuştur. Sevâbı daha çoktur. Bunda, birinci oturuşta, farzlarda olduğu gibi, yalnız Ettehiyyâtü okunup, sonra üçüncü rek’at için, hemen ayağa kalkılır. Kalkınca, önce Besmele çekip, doğruca Fâtiha okunur.
Birinci rek’at, namaza durunca, diğer rek'atler ayağa kalkınca başlar ve tekrar ayağa kalkıncaya kadar devam eder. Son rek'at ise, selâm verinciye kadar devam eder. İki rek’atten az namaz olmaz. Akşamın farzı ile vitirden başka, her namaz, çift rek’atlidir. İkinci secdeden sonra, çift rek’atlerde oturulur.
Herbir rek’atte namazın farzları, vâcipleri, sünne tleri, müfsidleri ve mekrûhları vardır.
Cenâb-i Hakk'a ve Peygamber Efendimiz'e imandan sonra Islâmin sartlarinin en büyügü ve en mühimmi namazdir. Namaz îmânin alâmetidir. Bütün ilâhî dinlerde namaz ibâdeti vardir.
Namazin farzlari onikidir. Namazin disindaki farzlarina sart, içindeki farzlarina ise rükün denir.
Namazin Sartlari
1. Hadesten tahâret,
2. Necâsetten tahâret,
3. Setr-i avret,
4. Istikbâli-i Kible,
5. Vakit,
6. Niyet.
Namazin Rükünleri
1. Iftitah tekbiri,
2. Kiyam,
3. Kiraat,
4. Rukû,
5. Secde,
6. Kaade-i Ahîre.
Namazin sartlarindan birincisi hadesten tahârettir.
Hades iki kisimdir:
Küçük hades: Abdesti olmamaktir.
Büyük hades: Cünüb olmak, ayrica kadinlarin lohusa veya hayizli (aybasi hâli) olmasidir.
Kadin olsun erkek olsun; namaz kilacak kimselerin abdestsiz ise abdest almasi, cünüp ise gusletmesi yani bütün vücutlarini yikamalari sarttir. Kadinlarin da lohusalik ve aybasi hallerinden sonra da gusletmeleri farzdir.
Namazin sartlarindan ikincisi necâsetten tahârettir. Yani namaz kilacagi yerde, bedeninde veya elbisesinde namazin kilinmasina mâni olacak pislik varsa temizlemektir.
Necaset iki kisimdir:
1. Agir (galiz) necâset: Insanin ön ve arkadan çikan pisligi, eti yenmeyen hayvanlarin sidigi, diskisi ve salyasi, tavuk, kaz ve ördegin diskisi, kan, irin, meni, mezi, vedi, agiz dolusu gelen kusuntu, sarap ve diger haram içkiler. Bu necâsetlerden kati olanlarin 3,2 gramdan fazlasi, sivi olanlarin ise el ayasi kadar veya daha fazlasi namaza manidir.
2. Hafif necâset: Atin sidigi, eti yenen ehil ve yabani hayvanlarin pisligi, eti yenmeyen kuslarin diskisidir. Bu necâsetler, isabet ettigi uzvun veya elbisenin dörtte birinden fazla ise namaza manidir.
Namazin sartlarindan üçüncüsü setr-i avret, yâni avret mahallini örtmektir. Avret mahalli, insan vücûdunda baskalari tarafindan görülmesi ve gösterilmesi haram olan yerlerdir. Erkeklerin avret mahalli, göbeginden diz kapaginin alt kismina kadardir. Kadinlarin ise, bileklerine kadar elleri, topuklarina kadar ayaklari ve yüzleri hariç bütün vücutlari avret mahallidir.
Namazin sartlarindan dördüncüsü istikbâl-i kibledir. Istikbâl-i kible, Mekke'de Kâbe'yi görenler için tam Kâbe'ye dogru dönmektir. Uzakta olmalari sebebiyle Kâbeyi göremeyelerin ise Kâbe tarafina dönmeleri kâfîdir.
Namazin sartlarindan besincisi vakit, yâni her namazi vakti girince kilmaktir. Vakti girmeden kilinan namaz edâ edilmis olmaz.
Namaz vakitleri her beldeye göre hazirlanan takvimlerle tesbit edilmistir.
Namazin sartlarindan altincisi niyet, yâni Allâh rizâsi için namaz kilmayi dilemek ve hangi namazi kilacagini bilmektir.
Niyet kalb ile yapilir. Dil ile söylendigi halde kalbden niyet edilmezse namaza niyet edilmis olmaz. Imâm-i Rabbânî Hazretlerinin, Mektubât-i Serîf, birinci cild, 186'nci mektupta buyurduklarina göre: Dil ile niyyet câiz olunca, çok kimse yalniz dil ile niyet ederek, kalb ile niyeti terk ediyor. Böylece namazin farzlarindan biri olan kalb ile niyet yok oluyor. Namaz kabul olmuyor. O halde, niyeti dil ile degil, kalb ile yapmalidir. Farz namazlarda, bayram ve vitir namazlarinda niyeti belirtmek lâzimdir. Meselâ; "Bugünkü sabah namazina veya cuma namazina veya vitir namazina veya bayram namazina" diye niyet edilir.
Nâfile namazlarda sadece "Namaz kilmaya" niyet etmek kâfi gelir.
Namazin rükünlerinden birincisi iftitah tekbiri yâni namaza "Allâhü Ekber" diyerek baslamaktir. Tekbir alirken ilk heceyi (Aaallâhü) seklinde uzatmak câiz degildir. Bunu yapan, namaza girmemis olur. Namaz içinde yaparsa namazi bozulur.
Namazin rükünlerinden ikincisi kiyam yâni ayakta durmaktir. Kiyam, farz ve vâcip namazlarda sarttir. Ayakta durmaya imkâni olanin oturarak kilmasi câiz degildir. Sabah namazinin sünneti disinda, sünnet ve müstehap namazlar, bir özür bulunmasa da oturarak kilinabilir. Fakat, efdâl olan ayakta kilmaktir.
Namazin rükünlerinden üçüncüsü kirâattir. Bu da namaz kilanin kendisi isitecek derecede Kur'ân-i Kerîm âyetlerinden bir mikdar okumasidir.
Kirâat, vitir ile nâfilelerin ve iki rek'atli farzlarin her rek'atinde, dört rek'atli farzlarin ise ilk iki rek'âtinde farzdir. Son iki rek'âtinde okumak ise sünnettir.
Farz olan kirâat miktari, üç kisa âyet veya bu miktarda uzun bir âyettir.
Namazin rükünlerinden dördüncüsü rükûdur.
Rükû, kiyamda kirâati bitirdikten sonra, bas ile arka düz olacak sekilde egilmektir. Bu esnada kadinlar, parmaklarini dizkapaklari üzerine kor. Erkekler ise, parmaklariyla kavrayarak diz kapaklari üzerine kor.
Oturarak namaz kilan, rükû' için basini dizleri hizâsina kadar eger.
Namazin rükünlerinden besincisi secdedir.
Secde, rükû'dan dogrulduktan sonra alnini, burnunu, iki ayaginin parmak uçlarini, iki eli ile iki dizini yani toplam yedi âzasini yere koymaktir. Secdede gözler burnun iki yanina bakar. Eller yüzün hemen iki yaninda, parmaklar kapali ve kibleye dogru tutulur.
Namazin rükünlerinden altincisi ka'de-i ahîredir ki, son oturus demektir.
Ka'de-i ahîre, namazin sonundaki oturusta "Et-tehiyyâtü"yü okuyacak kadar oturmaktir.
Kaadede erkekler, sag ayaklarinin parmaklari kibleye gelecek sekilde çevirir ve sol ayagini yatirarak iki ayagi üzerine oturur. Kadinlar ise iki ayaklarini saga çikararak uyluklari üzerine oturur. Kadinlarin bu oturma sekline teverrük denir. Kaadede eller dizlerin üzerine kibleye dogru serbest olarak konur.
|